Slider

doctorrr 1024x682 - ACİLDE ÇALIŞMANIN ZORLUKLARI

ACİLDE ÇALIŞMANIN ZORLUKLARI

Sağlık alanında çalışan kadınlarla görüşmeye devam ediyoruz. Üçüncü röportajımızı acil serviste çalışan pratisyen hekim Nilgün ile gerçekleştirdik.

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

İstanbul’un en yoğun ikinci acilinde pratisyen hekim olarak zorunlu hizmetimi yapmaktayım. Çocuk acilinde çalışıyorum. Evliyim ve 2 çocuk annesiyim. Mesleğim gibi anneliğim de çok yeni.

Acilde çalışmak ve çocuk acilinde çalışmak… Bu alanda çalışmaya dair ne söylersiniz? 

Acil, birçok yönüyle riskli hasta sirkülasyonu yoğun ve mesleki tatmini de yüksek olan bir bölüm. Çocuk acili ise, gözlemlediğim kadarıyla, meslektaşlarıma daha korkutucu gelen bir alan. Zamanla tecrübe ve bilgi edinerek, bu tip yaklaşımlar ortadan kalkıyor.

Peki, COVID-19 sürecinde neler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor? Ne tür zorluklar ortaya çıktı?

Doktorluğun bizzat kendisi zorluklar barındırıyor. Örneğin, basit bir tedavi uyguladığınız hastada bile hatalı bir iletişim sonucunda gerginlik çıkabilir. Özellikle de gençseniz ve mesleğe yeni başladıysanız, bu ihtimal artar. COVID-19 sürecinde de hatalar, aksaklıklar muhakkak olmuştur ama hataların tüm dünyada olduğuna hep beraber şahit olduk, süreci birlikte takip ettik.

COVID-19 ile ilgili neler yaşandığına dair şunları söyleyebilirim: İstanbul’da ilk vakaların görülmesiyle beraber çalıştığım hastanede de gerekli tedbirler hızla alındı. Koruyucu ekipmanların kullanımı ve bilgilendirme afişleri ile pandemiye kısa süre içerisinde adapte olduk. Eğer öyle olmasaydı, büyük bir kaos çıkabilirdi çünkü çalıştığım acil, gerçekten çok yoğun. Ayrıca acile her türlü hasta geldiği için her zaman koruyucu ekipmanla çalıştım ve bir aksaklık yaşamadım. Süreç boyunca hastane-içi denetimler verildi ve eğitimler de yapıldı. Bu denetimler birer geri-dönüş mekanizması gibi değerlendirilebilir; sonuçlara göre yeni düzenlemeler yapıldı.

Yaz bitiminde vakaların yeniden artmasıyla çocuk acili başka bir yere taşındı ve çocuk acilinin olduğu alan, COVID-19 polikliniğine dönüştürüldü.

Şimdilerde ise çalıştığım bölümde  pandemi sebebiyle  yeni bir düzen var ve pandemi sonrasında ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenebilir. Acil biraz da böyledir, sorunlar karşısında hızlı çözümler bulmak gerekir.

doctor1 - ACİLDE ÇALIŞMANIN ZORLUKLARI

Sağlık alanında çalışan bir kadın olmanın avantajları ve dezavantajları için neler söyleyebilirsiniz?

Müspet ve menfi yanların göreceli olduğunu düşünüyorum. Toplumdaki varlığım cinsiyetimle değil, öncelikle insan olmamla ilgili. Önce insanız. Hekimlik eski yıllardan beri usta-çırak ilişkisiyle yürümüştür. Bu şu demek: Cinsiyetle değil, bilgi ve tecrübeyle konumlanma söz konusu.

Tıp Fakültesini bitirdiğimde 3 aylık bebeğim vardı, okulu ne uzattım ne de dondurdum. Geriye dönüp baktığımda gözyaşı da kahkaha da, kolaylık da zorluk da vardı bütün süreçlerde. Doktor olmak, aile kurmak ya da çocuk doğurmak… Bunlardan birini bir diğerine tercih etmek değil de farklı alanlar açıp iyi ya da kötü bir şekilde bütün bunları beraber götürmeye çalıştım, çalışıyorum. Şu anda da uzmanlık için uğraşıyorum. Benim gibi kadın meslektaşlarımın da olduğunu biliyorum. Sayımız daha da artacak temennisi içindeyim. Kadınlar kendilerini geliştiriyorlar, seslerini çıkartıyorlar. Bu örnekler artsın ki, sistemdeki zayıf yanları azaltabilelim. Nazım Hikmet’in meşhur dizeleriyle bitireyim: Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?

Cinsiyete göre değil de bilgi ve tecribeye göre konumlanma meselesi, olması gereken tabii. Ancak hayatın akışı içinde kimlik kaynaklı önyargılar, olumlu niteliklerin önüne geçebiliyor. O yüzden şunu sorayım size: Eğitim hayatınızın başından bugüne gelirken cinsiyet kaynaklı zorluklarla karşılaştınız mı?


İlkokul, ortaokul ve lise boyunca aynı okulda eğitim gördüm. Sınıfımdaki erkek arkadaşlarımdan bir farkım yoktu; yönetimden öğretmenlere herkes insana değer verip insana hizmet etti. Böyle bir görgüden gelmiş olmak, tıp fakültesinde de aynı amfide yanına oturduğum erkekle denk olduğumu hissettirdi.

2 çocuk annesisiniz. COVID-19 sürecinde evinize gittiniz mi yoksa sağlık çalışanlarının yerleştirildiği yerlerde kaldığınız bir süreç oldu mu? Çocuklarınızla ilişkiniz bu süreçten nasıl etkilendi?

Evime gittim. Çocuklarla arama mesafe koymadım, zaten bu pek mümkün de olmazdı. Çocuklarımın ikisi de çok küçük hatta birini pandemi dönemi içerisinde doğurdum. Pandeminin başından beri COVID-19’a yönelik yapılan çalışmaları, bilimsel haber kaynaklarını yakından takip ettim. Çocuklarım açısından da pek endişelenmedim açıkçası. COVID-19’un da SARS gibi bebekler ve gebeler üzerinde pek etkisi olmadığını yaşayarak deneyimlemiş olduk. Yaşayarak diyorum çünkü başta bilinmezlik vardı ama herkes yaşayarak öğrendi. Bu süreçte tedbirli olduğumu ve sakin kaldığımı düşünüyorum.

COVID-19 sebebiyle sağlık çalışanı olduğunuz için sizden uzak durulduğunu, tedirgin olunduğunu hissettiniz mi? Psikolojik açıdan nasıl etkilendiniz?


Hem evet hem hayır. Pandemi başındaki ilk kısıtlamalarla beraber bakıcım işten ayrılmak istedi, muhtemelen korkmuştur ve sağlık çalışanı olmam da bu korkusunu arttırmıştır. Ancak bu tip durumların, sağlık çalışanlarından öte karşımızdaki insanın bu dünyayı okuma biçimiyle ilgili olduğunu düşünüyorum.  

*Yazıda, sağlık çalışanının gerçek ismi kullanılmamıştır.

2288 gösterim

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

MESLEK HASTALIKLARI NEDİR? Meslek hastalığı; işçinin çalıştığı veya yaptığı iş şartları nedeniyle ortaya çıkan geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal rahatsızlık halidir.