Slider

meslekhastaligi.hemşire 1024x576 - CİNSİYETE GÖRE ARTAN ŞİDDET TEHDİDİ

CİNSİYETE GÖRE ARTAN ŞİDDET TEHDİDİ

Sağlık alanında çalışan kadınlarla olan röportaj serisinde beşinci görüşmemizi hemşire Sena ile gerçekleştirdik.

Kendinizden bahseder misiniz?

22 yaşındayım. Lise çıkışlı hemşireyim. Geçen sene bir üniversite hastanesinde çalışmaya başladım. Başladığımdan beri, yaklaşık bir yıldır, pandemi servisinde çalışıyorum.

Bu süreci değerlendirir misiniz? Ne tür sıkıntılar yaşadınız?

Sıkıntı dediğinizde, ilk olarak sevdiklerimizden uzak durma zorunluluğu geliyor. Aşılanmadan önce hepimiz ailemize COVID-19 bulaştırma korkusunu çok yoğun yaşadık. Annem 40, babam 50 yaşında. Aynı yaşlardaki hastaların pandemi servisine nasıl geldiklerini ve çektikleri zorlukları görüyoruz. Öyle olunca, ister istemez “Aynı sıkıntıları ailemizin çekmesine sebep olacak mıyız?” sorusu geçiyor aklımızdan.

Çalışma koşulları itibariyle de sorunlar vardı tabii. Kat kat giyiniyorsunuz, sürekli kendinizi koruma çabası içindesiniz. Hastaya dokunurken bile çekingen davranıyorsunuz. Aşılandıktan sonra bu zorluklar hafifledi.

Benim çalıştığım bu bir senelik süre boyunca ekipmana erişim konusunda bir zorluk yaşamadık. Beslenme konusunda sıkıntılarımız oldu ama. Yemekhanede yemek yiyemeyip paket halinde gelen yemekleri tüketince daha kötü ve yetersiz beslenmiş olduk, bu durum hala devam ediyor.

Bir de ekipmanlarla ilgili şunu ekleyeyim: Erkeklerin ekipmanlarla ilgili kadınlara kıyasla daha çok sorunu oldu. Kimi erkeklere ekipmanlar küçük geldi ve bu yüzden çalışırken daha çok zorlandılar.

Sağlık çalışanları açısından değil de genel olarak bakıldığında şu sorunla, daha doğrusu şu eksiklikle çok karşılaştık: Hastanelerde pozitif çıkan hastaların eve ulaşmada sıkıntı yaşadıklarını görüyoruz. Ambulans evden alıyor ama eve geri götürmüyor. Bu hastalar da toplu taşımaya binemiyorlar, taksiye binerken zorluk çekiyorlar ya da evleri yakınsa yürüyerek gidiyorlar. Bu insanları evlerine ulaştıran bir düzenleme getirilseydi çok iyi olurdu.

Bir sağlık çalışanı COVID-19 olduğunda süreç nasıl işliyor?

İlk başta karantina süresi 14 gündü, sonra 10 güne düşürüldü. Bu 10 günden sonra hastanın genel durumu kötüyse yeniden 10 gün daha rapor veriyorlar. Aynı bölümde çalışan diğer sağlık çalışanlarına da dikkat etmesi, dinlenmesi söyleniyor ama o sağlık çalışanını da izole eden bir uygulama yok. Aksine “Sen zaten COVID-19 hastası bakıyorsun, zaten onlarla temas halindesin.” deniyor.

Mesleğinizin sebep olduğu hastalıklara dair söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Ağır kaldırma sebebiyle ortaya çıkan sağlık sorunları yaşıyoruz. Özellikle yoğun bakım hastalarıyla ilgilenen hemşirelerin sık karşılaştığı sorun, bel fıtığı. Diğer taraftan sık sık eğitim veriliyor ve bu eğitimler aracılığıyla güvenli çalışma yönteminin ne olduğuna dair bilgiler ediniyoruz.

Diğer taraftan örneğin bir hastanın kanını alıyorsunuz ama hasta çok hareketli olduğundan bir şekilde damar yolunu açarken iğne size de batabiliyor. Bu tip riskler var.

Cinsiyetiniz sebebiyle yaşadığınız herhangi bir avantaj ya da dezavantaj olduğunu düşünüyor musunuz?

Cinsiyetle ilgili şunu söyleyebilirim: Şiddet gösterme eğilimi olan bazı problemli hastalar vardır.

Bu hastalar her nedense kadın sağlık çalışanına daha kolay bağırır, kadın sağlık çalışanını daha rahat tehdit eder.

Bizim üzerimize daha kendinden emin yürür. Burada cinsiyet farklılığını çok net hissedebiliyorsunuz. Karşınızdaki kişi için çok daha kolay üzerinde otorite kurulacak biri gibi algılanıyorsunuz.

Bir de şunu ekleyebilirim: Anne olan, anne olma niyeti olan, evlilik planı olan kadının yükselmesi, bir erkeğe kıyasla daha zor oluyor. Kadının iş dışında, annelikle ve evi çekip çevirmeyle sorumlu tutulması kadını meslek hayatında ikincil yapıyor.

Sağlık çalışanlarına şiddetle ilgili söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Benim başımdan şöyle bir olay geçti: Hastalardan sürüntü için örnek alırken hastalar kollarını çekebiliyor. Yine benzer bir durum oldu, hasta kolunu geri çekti. Birkaç gün sonra sürüntü eksik çıktığı için hasta acili birbirine katarak beni suçlayan ifadeler kullandı. Saçımın, gözümün rengini söyleyerek beni bulmaya çalıştı. Muhtemelen o sırada orada olsam üzerime yürürdü, belki daha bile ileri giderdi. Böyle ufak tefek görünen şeyler çok sık başımıza gelebiliyor.

Taşeron sistemle ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Bize henüz kadro gelmedi, bekliyoruz. Kadroya geçmenin önemli avantajları var tabii, bizler bu avantajlardan, yani avantaj değil aslında haklardan, mahrumuz. Örneğin evlendiği için başka bir şehre taşınmak ve bu yüzden işini bırakmak zorunda kalan arkadaşlar var. Tayin konusunda, özlük haklara erişim konusunda iyileştirmelerin olması kadronun gelmesiyle mümkün, bekliyoruz.

Özellikle özel sektörde çalışan sağlık çalışanlarının, aile içinde 2 çalışan olsa bile, büyük geçim sıkıntısı var. Bu sıkıntı çocuk sahibi olunduğunda daha da artıyor. İstanbul ve başka büyük iller için konuşacak olursak, 2-3 vasıta değiştirerek işe geliyoruz. Ulaşım masrafı ağır bir yük, ücretsiz olduğu zaman çok daha iyiydi ama şimdi yeniden ulaşım maliyetlerini de az düşük maaşlarımızla karşılamak durumundayız.

*Yazıda, sağlık çalışanının gerçek ismi kullanılmamıştır.

1895 gösterim

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

MESLEK HASTALIKLARI NEDİR? Meslek hastalığı; işçinin çalıştığı veya yaptığı iş şartları nedeniyle ortaya çıkan geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal rahatsızlık halidir.