Mesleki maruziyetler ile dizde kireçlenme sorununu değerlendiren “Diz Kireçlenmelerinde Mesleki Risk: Gözlemsel Çalışmaların Sistematik Bir İncelemesi ve Meta- Analizi” adlı çalışma, çalışma koşulları kaynaklı diz sorunlarını ve bunların hangi alanlarda yoğun olarak görüldüğünü analiz ediyor.
2020 yılında tamamlanan çalışma, 950.000’ den fazla katılımcıyla gerçekleştirilen 71 çalışmanın sonuçlarını değerlendirmiştir. Buna göre, varılan en temel sonuç; ağır fiziksel iş yükünün, düşük seviyeli fiziksel aktivite içeren işlere kıyasla %52 oranında diz sorunlarına sebep olduğudur.
Çalışmanın diğer sonuçlarını ise şöyle sıralayabiliriz:
- Endüstri temelli ve ömür boyu mesleki maruziyetleri içeren işlerde dizde kireçlenme olasılığı yüksektir. Risk altında olanlar arasında çiftçiler, inşaatçılar, metal işçileri dahil olmak üzere belli başlı çalışma alanları öne çıkmaktadır.
- Birçok çalışmada çiftçilik, madencilik ve yer döşeme gibi fiziksel olarak zorlu meslekler ile diz sorunlarının başlangıcı arasındaki ilişkiyi değerlendirmiştir. Bu değerlendirmelerde dize yüklenmeyi gerektiren işlerin kas dokularında aşınmaya neden olduğu görülmüştür.
- Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sosyolojik bir gözlem ise yaşam sürelerinin artması ve yaşlanan nüfusla ilgilidir. Bu durum sanayileşmiş ülkelerde çalışma hayatının uzamasına ve haliyle mesleki maruziyetlerin artmasına neden olmaktadır.
- Servis çalışanları, ev işlerinden sorumlu olanlar ve temizlikçiler hafif ila orta dereceli maruziyet alanında değerlendirilmiştir. Çalışmalar daha çok ağır işlere yönelik olduğundan, bu konuyla ilgili çalışmaların derinleştirilmesi ve arttırılması önerilmiştir. Çünkü bu alanlarda çalışan kişilerin uzun süre ayakta durduğu, temizleme sırasında sık sık çömelmek ve eğilmek zorunda kaldığı ve tekrarlayan hareketler yaptığı bilinmektedir.
Öneriler
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği (İSİG) uygulamalarının eklem sorunlarını ve burada ele alındığı şekliyle dizdeki kireçlenmeleri önleyecek şekilde yenilenmesi için stratejiler geliştirilmelidir. Bu stratejilerin belirlenebilmesi ise soruna dair yeni kanıtları gerektirir. Örneğin yüksek risk altındaki sektörler belirlenerek onlara dair çalışmalar yapılmalıdır.
- Bir çalışma alanında İSİG uygulamalarına verilen önemin artması ve uygulamaların yaygınlaşması için iş gücünün yaşlanması ve uzun istihdam sürelerini göz önünde bulundurarak politika değişiklikleri yapılmalıdır.
Türkiye’de Durum
Endüstri yoğun ekonomisi ve ağır iş yükü altında çalışan yoğun işgücü sebebiyle Türkiye’de çalışanlar risk altındadır. Buna karşın, Türkiye’de meslek hastalıklarının tanı ve tespiti konusunda sorunlar vardır. İşçinin hastalığı ve mesleği arasında illiyet bağı kurulurken iskelet ve eklem hastalıklarının, iş dışında da gerçekleşebileceği düşünüldüğünden, işçilerin bu tip sağlık sorunların meslek hastalığı olarak değerlendirilmediği durumlar oluşmaktadır.
Yorum Yapın