Dr. Nezaket Özpolat ile olan söyleşimize devam ediyoruz. Bu yazıda Türkiye’de tarım işçiliği ve pestisit maruziyeti, pestisit maruziyeti kaynaklı sağlık sorunlarına karşı alınması gereken önlemlere yer verdik.
Tarım işçilerinin pestisit maruziyetini ve bunun sonuçlarını düşündüğümüzde kadın, erkek ve çocuk üzerinde farklı etki ve sonuçlardan bahsedebilir miyiz?
Fizyolojik faktörler, kadınların ve çocukların pestisit maruziyetinden zarar görme olasılığını arttırmaktadır. Özellikle emziren ve hamile anneler daha çok zarar görürler. Pestisitlerin anne sütüne geçtiği gösterilmiştir. Bazı pestisitler, doğmamış bir çocuğu etkileyebilecek türdedir. Çalışmalar, pestisitlerin plasenta ve kan-beyin bariyerinden geçebildiğini ve ayrıca amniyotik sıvıda da bulunduğunu ortaya koymaktadır. Organ sistemlerinin çoğu gelişme aşamasında olduğu için kimyasallara duyarlıdır. Hamile bir anne bu tür bir maddeyle sürekli ve tekrar tekrar temas halindeyse, fetüs etkilenebilir ve çocuğun ömrü boyunca herhangi bir noktada; fetüsün ölümü, yapısal anormallik, büyüme bozukluğu veya anormal organ fonksiyonu gibi olumsuz etkiler ortaya çıkabilir.
Çocuklar pestisitlere karşı daha fazla risk altında olan gruptur çünkü yetişkinlere göre daha yüksek maruziyet oranlarına sahip ve etkilerine karşı daha savunmasızdırlar. Çocukların böcek ilacı ile kontamine olmuş alanlarda gezinmesi ve oynaması; ağızlarına kontamine nesneler koyması etkilenmelerini arttırır. Yerde oturur, yatar ve oynarlar, bu gibi durumlar sebebiyle yeni uygulanmış böcek ilacı veya böcek ilacı bulaşmış tozla kolayca temas edebilirler. Ciltleri pestisitleri daha kolay emer. Bir çocuğun cildi bir yetişkinden daha geçirgendir, aynı zamanda cilt yüzey alanı da vücut ağırlığına göre daha yüksektir. Bu durum daha yüksek oranlarda pestisit emmeyi kolaylaştırır, bebekler benzer maruziyet koşullarında yetişkinlere göre yaklaşık üç kat daha fazla böcek ilacı absorbe ederler.
Ayrıca yetişkinlere kıyasla çocuklar, vücut ağırlıklarına göre daha fazla hava, su ve yiyecek alırlar. Bu durum toplam maruz kalımlarını arttırır. Örneğin, bir çocuğun on iki yaşına kadar nefes alma hızı, bir yetişkinin kabaca iki katıdır. Sonuç olarak, akciğer yüzeyine ulaşan havadaki kirletici madde miktarı çok daha yüksektir. Maruz kalım miktarının daha yüksek olmasının yanı sıra, aynı zamanda vücudumuzun böcek ilacı zehirlenmesiyle baş etmek için kullandığı sistemler çocuklarda daha az gelişmiştir. Bu onların yetişkinlere göre bu maddelerden daha çok zarar görmelerine neden olabilir. Yetişkinler tarafından tolere edilebilecek maruz kalma olayları, doğmamış bebeklerde, bebeklerde ve ergenlerde geri dönüşü olmayan hasarlar verebilir.
Pestisitlerin yetişkin erkeklerde üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır; sterilite, sperm kalitesinde düşme ve prostat kanserine yol açabilir. Kadınlarda ise pestisitlerin erken ergenlik, erken menarş, doğurganlıkta azalma ve meme kanseri ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Pestisit maruziyetinin etkilerinin yüksek sıcak altında çalışma ile daha da arttığı yönünde sonuçlar bulunuyor. Bu yanıyla hem tarım işçisi fazla hem de sıcak bir ülke olan Türkiye’yi ve buradaki çalışma koşullarını değerlendirebilir misiniz?
Ocak 2021 TÜİK verilerine göre çalışanların % 18,6’sı tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Türkiye’de birim alanda kullanılan pestisit miktarı dünya ve Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasının oldukça gerisindedir ve kullanım miktarının yarıdan fazlası sadece Akdeniz ve Ege bölgelerinde gerçekleşmektedir. Ancak diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi en çok tüketilen pestisitler çevre ve sağlık açısından önemli riskler taşıyan pestisitlerdir. Pestisit kullanımında tarım çalışanlarının yapmış olduğu bilinçsiz pestisit kullanımı, uygulama hataları ve kişisel koruyucu kullanmama da bu avantajı dezavantaja dönüştürebilmektedir.
Türkiye’de üretilen gübrelerin büyük çoğunluğunda kadmiyum içeriği gübre sınır değerinin 2-5 kat üzerindedir ve kadmiyumun da nefrotoksik olduğu bilinmektedir.
Türkiye ayrıca küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliğinden de olumsuz etkilenen ülkeler arasındadır. Araştırmalar, 2030’da Türkiye’nin oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine gireceğini, sıcaklıkların 2-3 derece artacağını ve 40 dereceye yakın sıcaklıkların mevsim normali olacağını göstermektedir.
Kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklarla birlikte tarımsal hastalık ve tarım zararlılarında büyük artışlar görüleceği tahmin edilmektedir. Bu durum tarım çalışanlarında dehidratasyona maruz kalım ile birlikte pestisit kullanımını da artıracaktır. Gelişmekte olan ülkelerde, az tüketilmesine rağmen çevre ve sağlık açısından riskli pestisitlerin kullanılması, ağır metal maruz kalımı, sağlık okuryazarlığının yetersiz olması, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yeterince yararlanamama, yeterli ve uygun kişisel koruyucu donanım kullanılmaması gibi sorunlar da riski artırmaktadır. Türkiye’deki tarım çalışanlarının da literatürde yer alan pestisitlerin olumsuz sağlık etkileri yönünden özellikle de nedeni bilinmeyen kronik böbrek hastalığı açısından risk altında olduğuna dikkat çekilmesi önemlidir.
Pestisit kullanımının olumsuz etkilerini azaltmak için ne gibi önlemler alınmalıdır?
Gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır. İnsan ve çevre için en az toksik olan ilaç tercih edilmelidir. Kalıcı organik kirliliğe neden olan pestisitler yasaklanmalıdır. Pestisitleri karıştıran ve yükleyen kişilere potansiyel maruziyeti azaltmak için karıştırma ve yükleme için kapalı sistemlerin kullanılması gibi mühendislik önlemleri kullanılabilir.
Pestisitleri alırken orijinal kutularının içinde ve etiketinin üzerinde yapışık olmasına ve son kullanma tarihine mutlaka dikkat edilmelidir. Karıştırırken ve uygularken etiket talimatları tam olarak izlenmelidir. Pestisitin özelliğine göre son ilaçlama tarihi ile hasat tarihi kontrol edilerek uygulama yapılmalıdır. İlaçlama aletleri öncelikle kontrol edilerek sızıntı ve kaçak bulunup bulunmadığı gözden geçirilmelidir.
Uygulamadan önce çevre güvenliği sağlanmalıdır. Uygulayıcılar eğitilmeli, uygulamada çocuklar çalıştırılmamalıdır. Çocuklardan ve evcil hayvanlardan uzak tutulmalıdır. Aşırı dozdan ve gereksiz tekrarlı uygulamalardan kaçınılmalıdır. Uygun hava şartlarında yapılmalıdır (rüzgârsız ve sıcak olmayan havada). Preparat hazırlanırken ve uygulama sırasında bir şey yenmemeli, içilmemeli ve sigara kullanılmamalıdır.
İlaçlama sırasında bulantı, baş dönmesi gibi zehirlenme belirtileri hissedildiğinde, ilaçlama hemen bırakılmalı ve kullanılan pestisitin etiketi veya ismi ile birlikte hekime veya hastaneye başvurulmalıdır. İlaçlamada kullanılan alet ve ekipman uygun şekilde imha edilmelidir.
İlaçlama sonrası el, yüz gibi özellikle açıkta bulunan vücut kısımları bol sabunlu su ile yıkanmalı, göz kontaminasyonu varsa göz yıkama suyu kullanılmalıdır.
Uygularken gerekli kişisel koruyucu donanım (özel elbise, maske, gözlük ve eldiven) kullanılmalıdır. Kullanılan kişisel koruyucu donanımlar belirtildiği gibi temizlenmeli, saklanmalı ve her kullanımdan önce hasarlı olup olmadıkları kontrol edilmelidir. Tarım ilacı uygulanan bölgeye yeniden girmek için belirtilen süreye uyulmalıdır, farklı iki zirai ilaç uygulandığında tekrar alana giriş süresi uzun olan dikkate alınmalıdır. Kullanılan pestisitin tarihi, zamanı, yeri ve miktarı devamlı kayıt altında tutulmalıdır.
Yorum Yapın